Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker “Açıkçası ben bir patron değilim. Halihazırda bir patronum, hatta biri işte, biri de evde olmak üzere iki patronum var. İşteki patronum, holdingimizin çoğunluk hissesinin sahibi Murat Ülker Bey, evdeki de tabii ki eşimdir. Dolayısıyla patronlukla ilgili tanımlamalar bana göre değil” dedi.
Günlük faaliyetlerini yönetebilmek üzere yakın çalıştığı ekibin; iki özel kalem müdürü ve şoföründen oluştuğunu belirten Ülker, “Uzun zamandır, hatta saymakta bile zorlandığım kadar uzun yıllardır birlikte çalıştığım kişiler oldukları için beni çok iyi tanıyorlar. Dolayısıyla da bir şeyi söylememe ya da uzun uzadıya açıklamama gerek kalmadan tüm işleri yerine getiriyorlar. Aynı anda pek çok farklı işi yapabilme (multi-tasking) yetenekleri de çok geliştiği için hakikaten bana müthiş zaman kazandırıyorlar. Bu çalışma arkadaşlarım sayesinde çoğu zaman beklediğim her şeyi hazır olarak karşımda buluyorum.” şeklinde konuştu.
Yakın çalışma ekibinin, kendisinin işe odaklanmasını engelleyebilecek hususları üstlenip ortadan kaldırmak konusunda fevkalade çalıştığını ifade eden Ülker, “Düşünce sistemime adapte olmuş durumdalar. Ne düşüneceğimi çok iyi biliyor, ona göre aksiyon alıyorlar. Benim de en büyük beklentim buydu zaten. Yakın çalıştığım ekibin beni benden daha iyi tanımasını istiyordum. Bunun için de tabii öncelikle benim ilk yıllarda beklentimi net ifade etmem gerekiyordu. Sonrasında 2-3 sene içinde bu noktaya geldik. Onlara çok şey borçluyum.” dedi.
“Seyahat etmeyi özledim”
Ali Ülker, Kovid-19 salgınının iş yaşamını nasıl etkilediğine ilişkin soru üzerine, “Yıldız Holding gibi global bir yapıda üst düzey yöneticiyseniz normal şartlarda evde ya da ofiste olabilmek bir lüks. Ev veya ofis dışında olmak bizim kaderimiz. Çünkü gerçek anlamda mekandan bağımsız çalışıyoruz. Normal koşullarda fabrika ya da tesis ziyaretleri, etkinlikler, farklı şirketlerimizin toplantıları, denetimler derken otelde, uçakta, arabada, yani her yerde bizim için mesai devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Salgın döneminde yurt dışı seyahat kısıtlamaları nedeniyle çalışma sisteminin değiştiğini aktaran Ülker, bu seyahatleri ertelemek durumunda kalınca evde ve ofiste geçirdiği sürenin arttığını belirtti.
Her ne kadar bu sayede daha odaklı çalışma imkanı bulmaktan memnun olsa da seyahat etmeyi özlediğini ifade eden Ülker, en kısa zamanda yurt dışındaki işletmelere yeniden gidebilmeyi, oradaki çalışanlarla fiziksel ortamda bir araya gelebilmeyi umduğunu söyledi.
“Benim için önemli olan esnek çalışabilmek, şartlara uyum göstermek”
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, 2020 yılı başında yönetim kurulu başkanı olduğundan beri operasyonel işlere hiç vakit ayırmadığını, bu işlerin CEO’ların sorumluluğunda olduğunu aktardı.
“Benim işim daha ziyade stratejiye, tasarıma, yönetişim modellerine odaklanmak. Holdingimizi ve iştiraklerimizi geleceğe hazırlamakla ilgili projelere vakit ayırıyorum” diyen Ülker, çalışanların gelişimi ve motivasyonu, yeni çalışma modelleri üzerine düşünüp projeler tasarlamaya zaman bulduğunu söyledi.
Ülker, kalıplara sıkıştırılmış bir iş yaşamını kabul edemeyeceğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bütün bu sorumlulukların günlük hayatımdaki yüzdelik payından söz etmem imkansız. Çünkü kalıplar içinde çalışan biri değilim. İşimi belirli saat dilimlerinde yapmaktan ziyade tam anlamıyla yaşıyorum. Bazen kafamda bir soru işaretiyle uyuyor, sabah kalktığımda cevabını bulmuş oluyorum. Belki de başarımızın sebeplerinden biri de bu ‘işi yaşama’ anlayışıdır. Çok fazla rutinim yok. Benim için önemli olan esnek çalışabilmek, şartlara uyum göstermek. Yine de tabii her gün kahvaltıda haberleri izlerim, her sabah mutlaka kahve içerim. İş yerime geldiğimde ajandamın üstünden geçer, hazırlıkları kontrol ederim. O günkü iş planlarımı gözden geçiririm. Gün içinde belirli aralıklarla haberleri takip ederim.
“Patronlukla ilgili tanımlamalar bana göre değil”
Açıkçası ben bir patron değilim. Halihazırda bir patronum, hatta biri işte, biri de evde olmak üzere iki patronum var. İşteki patronum, holdingimizin çoğunluk hissesinin sahibi Murat Ülker Bey, evdeki de tabii ki eşimdir. Dolayısıyla patronlukla ilgili tanımlamalar bana göre değil. Yönetim kurulu başkanıyım ve bu görevimi profesyonelce yerine getirmeye çalışıyorum. Bunu yaparken de çalışanlarla olan ilişkilerimde, özellikle de yakın çalıştığım kişilerle ilişkilerimde tutarlılığa önem veriyorum. Öncelikle ben tutarlı olmalıyım ki karşımdaki davranışlarımı kestirebilsin ve daha sonra yaşanabilecek benzer durumlarda inisiyatif kullanabilsin. Bunun yanı sıra yönetici konumundaki herkesin güçlü bir adalet anlayışıyla hareket etmesini ve tüm süreçlerin adil şekilde işletilmesini çok önemsiyorum.”
“Hafta sonunu doğada geçirmek benim için terapi gibi”
Ali Ülker, bunaldığı ya da stres seviyesinin arttığı zamanlarda bunun acısını hiç kimseden çıkarmadığını, bilakis insanlardan uzak durmayı tercih ettiğini söyledi.
Az sayıda yakın arkadaşı bulunduğunu, şartlar uygun olursa onlarla birlikte kendisini doğaya atmayı sevdiğini ifade eden Ülker, “Sakinlik, sessizlik ve tabiat huzur veriyor. Hafta sonunu doğada geçirmek benim için terapi gibidir. Tüm negatif elektriğimi atıp keyifle işimin başına dönerim. Tabii bunlar pandemi öncesinde yapabildiğim şeylerdi. Bu dönemde tabiattan da uzak kaldım maalesef.” diye konuştu.
“Sosyal medyaya temkinli yaklaşıyorum”
Gündemi sabahları televizyondan, gün içinde internet gazetelerinden takip ettiğini aktaran Ülker, nadiren sosyal medyadan da gelişmeleri izlediğini söyledi.
Ülker, şöyle devam etti:
“Genelde sosyal medyaya temkinli yaklaşıyorum. Objektif bakış, benim için çok önemli. Sosyal medyada bunu bulamama riski her zaman var. Dünyadaki gelişmeleri takip eder, bunların işimiz üzerindeki olası etkileri üzerine sık sık kafa yorarım. Herhangi bir fırsat veya risk görürsem mutlaka ilgili ekiple paylaşıp değerlendirmelerini isterim. Açıkçası sadece kendi kendime düşünüp nihai bir sonuca varmayı sevmem. Mutlaka mesai arkadaşlarımla görüşür, yorumlarını alır, özellikle riskli bulduğum noktalar için erkenden tedbir almalarını isterim.”
Sporun gençliğinden beri hayatının çok önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Ülker, “Uzun yıllar basketbol oynamış olmamın avantajıyla beslenme ve sağlık anlamında sporcu disiplinimin olduğunu söyleyebilirim. Gün içinde uzun saatler oturarak çalıştığım için arada mutlaka kalkıp kısa yürüyüşler yapıyorum. Ayrıca, haftada 3-4 gün de birer saati aşan spor programları uyguluyorum. Akıllı saat kullanıyorum ama sağlık verilerimi bu saat üzerinden takip etmek gibi bir alışkanlığım yok. Öte yandan, iyi bir beslenme programı uygulamaya çok dikkat ediyorum.” şeklinde konuştu.
“İşle alakalı konular söz konusuysa dostlarımı profesyonellere yönlendiririm”
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ülker, dostlarıyla bir arada olmayı, onlarla zaman geçirmeyi sevdiğini ancak doğrudan işle alakalı konuların olması halinde dostlarını ilgili kişilere, profesyonellere yönlendirdiğini, böylesinin hem iş hem de dostluk açısından daha sağlıklı olduğuna inandığını söyledi.
Yıldız Holding’in global bir yapı olduğunu, dolayısıyla dünyanın birçok coğrafyasında faaliyet gösteren şirketleri bulunduğunu aktaran Ülker, bu şirketlerdeki yetkililerin, ilgili coğrafyalardaki siyasi ve ekonomik gelişmeleri yönetime düzenli olarak özetlediğini anlattı.
Ülker, “Çok olağanüstü durumlarda ise anlık durum raporlarıyla bize bilgi ulaştırıyorlar. Bunun haricinde güvenilir araştırma ve danışmanlık şirketlerinin bültenlerinden, raporlarından, yerli ve yabancı basın kuruluşlarından da takip ediyorum. İhtiyaç halinde düzenli brifingler de alıyoruz.” dedi.
“Tatile gittiğimde en çok cep telefonunun çekmediği yerleri seviyorum”
Yönetim kurulu başkanı olarak göreve başlamasıyla fiziksel anlamda çalışma saatlerinin kısaldığını, buna karşın mesai saatinde bir değişiklik olmadığını aktaran Ülker, “Hala ve daima 7/24 çalışıyorum. Fakat işin stresini eve taşımamaya çok dikkat ediyorum. Aile huzurun merkezidir, bunu korumaya gayret ediyorum. İşimle ilgili konuları ancak gerektiğinde ve gerektiği kadar ev halkıyla paylaşıyorum. İşin stresinden kaçamadığım zaman da evden kaçıyor, kendimi tabiata atıyorum.” ifadelerini kullandı.
Telefonuyla yaşamaya çok alıştığını, her türlü gelişmeye karşı cep telefonunun adeta bir alarm gibi işlev gördüğünü belirten Ülker, şunları kaydetti:
“Sabah uyandığımda ilk iş telefona bakıyorum, gece yatarken de herhangi bir kötü haberle uyanmamak için dua ediyorum. Tabii global bir yapıda gece-gündüz, hafta içi-hafta sonu ayrımı da pek kalmıyor. Örneğin, Amerika’daki ofislerimizde haftalık mesai sona ererken, biz cumartesi kahvaltısına başlamış oluyoruz. Biz pazar akşamları evde maç seyrederken de Avustralya’daki ofisimiz çoktan mesaiye başlamış oluyor. Bu zaman farklarını yönetebilmek için sürekli iletişimde kalabilmek, dolayısıyla da akıllı telefon şart oluyor. Ama şunu da itiraf edeyim; tatile gittiğimde en çok cep telefonunun çekmediği yerleri seviyorum. Mecburen bir ayrılık oluyor bu sayede. Böyle bir lükse sahip olabilmemin en büyük sebebi de ekibim. Tatilde olduğum dönemlerde çok acil olmayan hiçbir konuyu bana taşımazlar, inisiyatif alma ve süreçleri yönetme açısından çok etkindirler.”
“Benim görevim holdinge yön vermek”
Ali Ülker, Yıldız Holding’in operasyonlarını yönetme sorumluluğunun Yıldız Holding Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Tütüncü’nün omuzlarında olduğunu, holding bünyesindeki şirketlerin de çok başarılı CEO’ları bulunduğunu söyledi.
Birçok ciddi sorumluluğu CEO’ların üstlendiğini belirten Ülker, “Yönetim kurulu başkanı olarak benim görevim holdinge yön vermek. Bunun yanı sıra çalışanlarımızla iyi bir iş hukuku oluşturmak, şeffaflığın ve fair process dediğimiz adil süreçlerin işlemesini sağlamak, bu sorumluluğu tedarikçi ve müşteri boyutunda da yerine getirmek, tüm paydaşlarımızla iyi bir iletişim ve sağlıklı ticari ilişkiler kurulmasını denetlemek… Yani özellikle sosyal hedeflere odaklanıyor, bu sorumluluğu üstleniyorum. Bu anlamda yakın zamanda yaşadığımız en zorlu süreç de kuşkusuz Kovid-19 pandemisi oldu. Çalışanlarımızın ve diğer tüm paydaşlarımızın eskisinden de çok kenetlenmesini sağlamak zor bir görevdi ama başardığımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu.
“Zamanımı mümkün mertebe kendim planlayıp kontrol altında tutmayı severim”
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ülker, standart bir uyku saatinin bulunmadığını, ihtiyaç duyduğu kadar uyuduğunu söyledi.
Genelde gece 01.00 ya da 02.00’ye kadar oturduğunu belirten Ülker, “Sabahları da erken kalkmayı severim. Uyku süresinin kişiden kişiye değiştiğini düşünüyorum. Tabii yetişme çağında insan daha fazla uykuya ihtiyaç duyuyor ama onun haricinde hafta sonları da dahil olmak üzere hiç geç kalktığımı bilmem.” dedi. Genel olarak zamanın kendisini yönetmesini pek sevmediğini ifade eden Ülker, “Zamanımı mümkün mertebe kendim planlayıp kontrol altında tutmayı severim. Yaşım ilerledikçe işlerimde de daha seçici olmaya başladım. Herkesin kendi üstüne düşeni yapması gerektiğine, başkalarının işlerini üstlenmenin onlara ya da işe fayda değil, zarar getirdiğine inanıyorum. Dolayısıyla beni ilgilendirmeyen konulara dahil olmam ve delegasyonu, sorumluluğun ilgili kişilere paylaştırılmasını teşvik ederim. Böylece herkes zamanını daha etkili şekilde kullanabilir.” diye konuştu. Kaynak:AA