Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Erkan Soylu: “Her burun estetiğinde düşük de olsa revizyon ihtimali vardır”
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Erkan Soylu, “Her burun estetiğinde düşük de olsa revizyon ihtimali vardır. Rinoplastinin başarısı burun ve cilt yapısı, cerrahi deneyim ve hastanın iyileşme performansı gibi faktörlere bağlıdır.” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Erkan Soylu, revizyon burun ameliyatlarına ilişkin yaptığı açıklamada, revizyon ameliyatlarının, bir burun ameliyatında hedeflenen sonuçlara ulaşılamaması veya uzaklaşılması sonucunda düzeltme için gerekli olan ikinci, üçüncü veya daha fazla yapılan ameliyatlar olduğunu belirtti.
Burun ameliyatlarında hedeflenen sonuçların hekim ve hasta tarafından ameliyat öncesinde belirlendiğini ifade eden Soylu, ‘Çünkü hareket noktası hastanın ilk burnudur. Burun ameliyatlarında başarının ölçütü fonksiyonel ve estetik olarak kayda değer değişimin, gelişimin elde edilmesidir. Bu değişim ve ilerlemenin ulaşacağı son nokta her burunda farklıdır.’ değerlendirmesinde bulundu.
Hasta ve hekim arasındaki iletişimin ameliyatın sonucunu etkilediğine dikkati çeken Doç. Dr. Soylu, şunları kaydetti:
‘Yapı gereği burnu kusursuz olamayacak olan hastaların ameliyat öncesinde bu durumu bilmeleri ve hekimlerin de bu gerçeği hastalarına söylemesi gerekir. Böylece hasta beklentisi ile ameliyat sonucu arasında uyumsuzluk olmaz. Ameliyattan hiç fayda göremeyecek ve ilerleme sağlanamayacak olan nadir de olsa hastalar vardır. Bu hastaların ameliyat edilmesi uygun değildir. Eğer ameliyat öncesinde hekim ve hasta arasında beklenen sonuçlar konusunda bir konsensüs oluşmamışsa ameliyat sonrasında hayal kırıklıkları, mutsuzluklar beklenebilir. Sonuç olarak her hasta ameliyat öncesi burnunun ulaşabileceği muhtemel seviyeyi bilmelidir.’
Doç. Dr. Erkan Soylu, burun ameliyatlarında 2 hedef olduğuna işaret ederek, burun ameliyatlarındaki hedeflerinin daha iyi bir görünüm ve daha rahat bir nefes olduğunu bildirdi.
Ameliyat sonrası nefes almada yeterince düzelme olmamasının mutlak revizyon gerekçesi olduğunu aktaran Soylu, ‘Görünüm konusu biraz daha karışıktır. Örneğin, çok kalın ciltli bir hastada incecik, sivri ve keskin hatlara sahip bir burun elde edilemez. Ya da ciddi yüz asimetrisi olan bir hastada tamamen düzgün bir burun elde edilemez. Dolayısıyla her hasta burnunun sahip olduğu problemleri ve kısıtlılıkları bilerek ameliyata girmeli ve ameliyattan beklentisinin ne olması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir.’ değerlendirmesinde bulundu.
– “Burun ameliyatlarında revizyon ihtimali yüzde 5 ila 10 arasında değişir’
Doç. Dr. Soylu, her burun ameliyatında düşük de olsa revizyon ihtimalinin bulunabileceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Rinoplastinin başarısı burun ve cilt yapısı, cerrahi deneyim ve hastanın iyileşme performansı gibi faktörlere bağlıdır. Burun ameliyatlarında revizyon oranı genel olarak yüzde 5 ila 10 arasında değişir. Çok tecrübeli ellerde bu oran daha düşük olmakla beraber kesinlikle yüzde sıfır değildir. Ameliyat edilen burun ne kadar az soruna sahip olursa olsun revizyon oranı sıfır olmaz. Hastaların ameliyat öncesinde bunu bilmeleri çok önemlidir. İyileşme süreci devam ederken başka doktorlara danışılması veya internetten alternatif yaklaşımlara ilgi duyulması gereksiz kafa karışıklığına yol açacaktır. Dolayısıyla hastaların ameliyat oldukları doktorla yakın irtibatta olmalarını tavsiye ediyoruz.” Bir burun ameliyatında revizyon gerekip gerekmediğine hasta ve doktorun birlikte karar vermesinin uygun olduğunu belirten Doç. Dr. Soylu, “Bazı hastalar fotoğraflarıyla bize revizyon ameliyatı için başvurduklarında ‘Sizin burnunuzda bundan daha ileri bir sonuç elde edilemez’ deyip revizyonu reddedebiliyoruz. Yani revizyon kararı hastanın tek başına karar verebileceği bir durum değildir. Aynı şekilde bir hekim burnunuzda şu sorun var bir revizyon planlayıp düzeltelim dediğinde hasta elde ettiği sonuçla mutlu olabilir ve revizyon ameliyatını reddedebilir. Dolayısıyla revizyon kararı hasta ve hekimin iyileşme tamamlandıktan sonra oturup birlikte karar vermeleri gereken bir süreçtir.” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Erkan Soylu, ilk ameliyattan sonra revizyon için en uygun zamana değinerek, deneyimlerine göre normal ve ince ciltli hastalarda iyileşme süresinin en az bir yıl, kalın ciltli hastalarda ise en az iki yıl olduğunu bildirdi.
Bu iyileşme süreleri dolmadan revizyon ameliyatı planlanmasının sakıncalı olduğunu vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
‘Çünkü bazı sorunlar iyileşme tamamlandıkça ortadan kalkabilir veya ortaya çıkabilir. Bu nedenle yeterince bekleyip tüm sonuçları görmek ve ondan sonra gerekliyse ameliyat planlamak en akılcı yaklaşımdır. Genel olarak revizyon ameliyatları ilk ameliyatlardan daha zor ve özelliklidir. Çünkü ilk kez ameliyat olacak olan bir hastada eğer doğumsal bir anomali yoksa burun yapısı ve anatomisi belli, cerrahı bekleyen problemler daha öngörülebilirdir. Revizyon ameliyatlarında ise bu durum farklıdır. Ameliyat sırasında bazı yapıların şekli, anatomisi değişmiş ve kıkırdak yapı azalmış olabilir. Bu durumda vücudun başka yerlerinden örneğin en sık kulak ve kaburgadan kıkırdak almak gerekebilir.’