Kişiye özel sipariş üzerine kurulmuş, kişiye özel servis veren ve günün moda trendlerini vücut ölçülerinize göre dizayn edip uyarlayan bir moda markası olan Lussotti’yi kurucusu Emre Ayan’dan dinledik.
“Erkek giyimine bakış açısını değiştirerek aslında sadece kıyafet değil, yeni bir kültür üretiyoruz.” sözleriyle çalışmalarını özetleyen Emre Ayan”Müşterilerimizin kendilerini tamamıyla özel hissetmesi önceliğimiz” dedi.
-Emre Bey okuyucularımıza kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
1980 yılında İstanbul’da doğdum. Aslen Sivas/Gölovalı’yım. Sekiz sene modaya öncülük eden özel bir şirket’te görev yaptım. Sonraki süreçte ise kendi işimi kurma kararı alarak özel dikim sektörüne girdim.
-Lussotti’nin kurulum süreci nasıl gelişti?
Ben uzun bir dönem erkek giyim sektöründe çalıştım. Bu nedenle lüks sektörüne hâkimim. Benim hazır giyim sektöründe çalıştığım dönem özel dikime talep oldukça fazlaydı. Bizde bu talepler doğrultusunda, kişiye özel, kişisel zevkleri ön plana çıkaracak tasarımlar yapma amacıyla Lussotti”yi kurarak sektöre girdik. Lussotti özel sipariş üzerine kurulmuş, kişiye özel servis veren, kişilerin kıyafet ve aksesuar isteklerini eksiksiz olarak karşılamak amacı ile günün moda trendlerini vücut ölçülerinize göre dizayn edip uyarlayan bir moda markasıdır.
Hazır giyim sektöründe belirli kumaş, belirli kalıp, belirli dikiş… Size ne sunulursa onlar arasından kendi zevkinize en yakın olanı tercih etmek durumundasınızdır. Kol boyu uzun gelip, vücuda tam olan veya her şeyi içinize sinmesine rağmen yakasından, dikişinden hoşlanmadığınız kıyafetler…
Bunu iyi yapan yerler var ama genellikle maliyetleri düşürmek için fason üretim yapılıyor. Örneğin bir takım elbisenin modelinden bin tane üretiyor ve dolayısıyla aldığınız ürünü başkalarında da rahatlıkla görebiliyorsunuz.
Bizim işimizde ise kıyafetin; kumaşı, dikişi, kalıbı, aksesuarı aklınıza gelen her aşaması müşteriden gelen talepler doğrultusunda şekilleniyor. Bu anlamda tamamıyla kişiye özel olduğu için aynı elbiseden başka bir yerde görme şansınız da yok…
-Lussotti’de tasarım süreci nasıl gerçekleşiyor?
Öncelikle müşterimizin vücut ölçüsünü alıyoruz. Daha sonra kumaş seçiliyor ve isteğe göre model belirleniyor. Bu aşamada biz de müşterimize beden yapısına ve seçtiği kumaşa uygun model önerilerinde bulunuyoruz. Sonraki süreçte kumaşı sipariş ediyoruz. Ve gelen kumaşlarla bir prova yapıyoruz. Kolsuz bir biçimde yaptığımız bu ilk provada müşterimiz kumaşın renginin üzerinde nasıl durduğunu görebiliyor ve çalışmalara başlıyoruz. Yaklaşık 2 provada da ürünü teslim ediyoruz. İsteğe göre; yaka içine, takım elbisenin içine, gömlek manşetlerine müşterilerimizin ismini veya isminin baş harfini işliyoruz. Ayrıca özel üretim ayakkabı da yapıyoruz. Ayakkabı üretimlerimizde de yine süreç aynı. Öncelikle müşterimizin ayak ölçüsünü alıyoruz. Ölçülere göre ayakkabıyı tasarlıyoruz. İsteğe göre deri kullanıyoruz. Müşterilerimizin kendilerini tamamıyla özel hissetmesi önceliğimiz…
-İnsanlarda genel anlamda özel dikimin pahalı olduğuna dair bir algı var. Bu noktada fiyat politikanız hakkında neler söylemek istersiniz?
Hazırlanan ürünü müşterimiz beğenmediği zaman o ürünü müşterimize asla satmıyoruz, en baştan bir daha yapıyoruz. Çünkü bizim için müşterimizin ortaya çıkan ürünü beğenmesi, içine sinmesi çok önemli. Fiyatlarımız da her kesime hitap ediyor. Müşterimizden gelen talepler doğrultusunda 1.500 den başlayıp 50 bine kadar uzanan rakamlarla takım elbise üretimi yapıyoruz.
İnsanlarda genel anlamda özel dikimin daha maliyetli olduğuna dair bir algı var. Ama Lussotti’ de fiyatları etkileyen yalnızca kumaşlar… Örneğin metresi 1800 Euro olan kumaş bile var. Bir takım elbisenin üç metreden çıktığı düşünülürse, ürünün sadece kumaş maliyeti 6 bin Euro gibi bir rakama tekabül ediyor. Bir de elbisenin dikim ve tasarım boyutu işin içine girince doğal olarak rakamlar yükseliyor…
-“Erkek takım elbisesinde hâkim renk siyahtır” şeklinde klişeleşmiş bir yargı var. Lussotti bu durumu değiştirme anlamında bir şeyler yapıyor mu? Müşterilerinizden gelen talepler ne yönde?
Erkeklerde aslında sanılanın aksine oldukça fazla renk seçeneği var. Ancak Türk erkeğine yeşil bir ceketi giydirmekte zorlanabilirsiniz. Bu konuda kemikleşmiş bir algı söz konusu. Lacivert cekete torba cep bile zor kabulleniliyor… Fakat biz Lussotti olarak müşterilerimizi alışıla gelmiş renklerin dışına çıkarmaya çalışıyoruz.
-Peki yalnızca erkeklere özel üretim mi yapıyorsunuz?
Genellikle erkek giyimi olarak hizmet veriyoruz; ancak gelen talepler doğrultusunda bayan müşterilerimizi de kırmıyoruz.
–Müşteri portföyünüz hakkında neler söylemek istersiniz?
Genellikle iş adamları, bürokratlar, siyasetçiler ve sanatçılara hizmet veriyoruz. Lussotti’ye yurtdışından da oldukça fazla talep var. Bu bağlamda Avusturya, Türkmenistan, İran, Etiyopya, Azerbaycan gibi ülkelerden gelen çok sayıda müşterimiz var.
-İleriye yönelik hedefleriniz nelerdir?
Erkek giyimine bakış açısını değiştirerek aslında sadece kıyafet değil, yeni bir kültür üretiyoruz. Ürettiğimiz yüksek kalitedeki takım elbise, gömlek, ayakkabı, çorap ve sunduğumuz ayrıcalıklı hizmetle, kalite ve şık giyim denildiğinde akla gelen ilk isim olmak istiyoruz.