İstanbul’da en çok konut satışının gerçekleştridiği ilçeler sıralamasında son yıllarda zirveye oturan Esenyurt’un, ilde kentsel dönüşüme ihtiyacı olmayan nadir ilçelerden biri olduğuna dikkat çeken Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, “Özellikle son yıllarda yaşanan depremler nedeniyle kentsel dönüşüm, bir ihtiyaçtan öte zorunluluğa dönüştü. İzmit ve Düzce depremlerinden sonra tümüyle yenilenen Esenyurt, o günlerden bu yana kapsamlı bir kentsel dönüşüm sürecinden geçti. Tarladan metropole dönüşen yönüyle kentsel dönüşümde örnek bir başarı hikayesi sundu. Mevcut ve gerçekleştirilmesi planlanan kentsel dönüşüm çalışmaları için çok önemli bir referans oluşturuyor” dedi.
Esenyurt, 1999 yılında yaşan İzmit ve Düzce depremlerinden sonra başlatılan yenilenme çalışmalarıyla büyük bir dönüşümden geçti. Depremlerden önce çarpık kentleşmenin yaşandığı ilçede 2000’li yıllarda hız kazanan kentsel dönüşüm hareketine, yeni deprem yönetmeliği yön verdi. Riskli binalar, yıkılıp yönetmeliğe uygun olarak yenilendi. Sıfırdan yapılan binalarda da yönetmelik dikkate alındı. İlçenin 100 bini geçmeyen nüfusu, o günlerden bu yana yapılan kentsel dönüşüm faaliyetleriyle 1 milyona ulaştı. Depreme karşı dayanıklı zemini ve sağlam binalarıyla Esenyurt, kentsel dönüşüm hareketini bundan bundan 20 yılı aşkın süre önce deneyimleyen bir ilçe olarak dönüşümün geleceğine projeksiyon tutuyor. Bölgede inşa ettiği markalı konut projeleriyle Esenyurt’un hem ekonomik hem de toplumsal gelişimine yön veren Özyurtlar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
1 milyon kişilik koruma kalkanı
“Esenyurt, İstanbul için büyük bir şans. 32 senedir Esenyurt’tayım. İlçenin tarladan metropole dönüşümüne bizzat şahit oldum. Projelerimizle de bu dönüşüme önderlik ettik. Özellikle 99 yılında Düzce, İzmit depremlerinden sonra bölgede yönetmeliğe uygun binalar yapıldı. Çarpık kentleşmeye neden olan riskli binalar yıkılarak yerine yönetmeliğe uygun binalar yapıldı. Deprem karşısında insanların güvenli yaşam arayışları, talebi Esenyurt’a yönlendirdi. 1999’dan önce nüfusu 100 bin civarındaydı. Şu an 1 milyon nüfusuyla İstanbul’un en kalabalık ilçesi. Bu kadar nüfus, Esenyurt’a olan güvenle oluştu. Bu nüfus, İstanbul’un deprem riski taşıyan bölgelerinden geldi. Esenyurt olmasaydı bu insanlar hala eski riskli binalarında yaşama savaşı içinde olacaklardı. Esenyurt, 1 milyon kişi için depreme karşı koruma kalkanı oluşturdu.”
Esenyurt’un demografik özellikleriyle İstanbul’un ilçeleri arasında ayrıştığını, geç ve aktif nüfusu ile yükselen bir ekonomiye sahip olduğunu, kozmopolit yapısıyla da kültürel bir çeşitlilik sunduğunu kaydeden Tamer Özyurt, değerlendirmesinde şunları kaydetti:
İstanbul’un en büyük bütçeli ilçesi
“İstanbulun ekonomisi ve bütçesi en yüksek ilçe Esenyurt. Aktif nüfusun olduğu yerde ekonomi olur, ekmek olur, aş olur. Esenyurt’un bir çok avantajı var. Depremde avantajlı, binaları yenilendi ve sağlam. Nüfus yoğunluğunda avantajlı. Ekonomisi zengin ve İller Bankası’ndan en büyük payı alıyor. Yani en büyük bütçeye sahip. Nüfus, ekonominin zenginleşmesine izin veriyor. Kültürel anlamda da avantajlı. Türkiye’nin ve dünyanın her kesiminden insan yaşıyor ve büyük insan mozaiğine sahip. Bundan dolayı hem Türkiye de hem de dünyanın bir çok ülkesinde Esenyurt tanınıyor. Bu büyük bir avantaj” dedi.
İyi pazarlanamıyor
Esenyurt’un ekonomik canlılığı, yüksek enerjisi, iş gücü potansiyeli ile İstanbul’un diğer 38 ilçesi arasından ön plana çıktığına işaret eden Tamer Özyurt, “Esenyurt’un tek dezavantajı iyi pazarlanamıyor. Esenyurt’un önce kendini, zenginliğini fark etmesi lazım. Önce İstanbul’a sonra tüm Türkiye’ye pazarlanması lazım. İstanbul’un en büyük şansı olarak ilçenin çok iyi değerlendirilmesi lazım. Bunun için de bir tanıtım atağının başlatılması gerekiyor.” diye sözlerine ekledi.