Güral Seramik Fabrikası için geri sayım başladı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre Seramik, Çimento, Cam ve Toprak Ürünleri sektöründe geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ihracat şampiyonu olan Güral Porselen, Türkiye’nin porselen ve bone olarak yurt dışına yaptığı toplam ihracatın yüzde 36’sına imza atıyor.

Harika Güral, 2022 yılında gündeme aldıkları ‘29 Ekim Güral Seramik Fabrikası’ yatırımının sağlayacağı faydaya dikkat çekerek, ülke ekonomisinin kalkınma düzeyini yükseltmek için sektöre yön veren isimlerin yaptıkları yatırımların son derece kıymetli olduğunun altını çizdi. Harika Güral, “2022 yılının ilk çeyreğinde türünün en iyi örneklerinden olacak Güral 29 Ekim Seramik Fabrikasını hizmete açmayı planlıyoruz. Bir ucundan diğer ucuna yaklaşık 3 km yol gidilecek fabrikamız 7 milyon metrekare kapasite ile üretime başlayacak ve 11 milyon metrekare kapasiteye çıkacak. Hedefimiz 35 milyon metrekare kapasiteye ulaşmak. Biz fabrikamıza 40 milyon Euro yatırım yaptık. Teknolojinin en üst seviyede olduğu fabrikamızda 300 kişiye istihdam sağlayacağız ve böylece Gürallar Grup olarak toplam istihdam ettiğimiz kişi sayısı 4 bin kişi olacak.” diye konuştu.

Pandemide yeni satış stratejileri oluşturduk

Güral Porselen olarak üretime 1989 yılında sert porselenle başladıklarını ve teknolojinin gelişmesiyle beraber 2006 yılında kendi Ar-Ge’leri sayesinde finebone adı verilen ışığı geçirgen şeffaf porseleni yaptıklarını söyleyen Güral, “2006 yılında kendi AR-GE’mizde oluşturduğumuz reçeteler ile beraber Türkiye’nin ilk ve tek finebone’u ürettik. Bizim dışımızda yapılan ürünlerin hiçbiri finebone olarak üretilmiyor. Bu bizim ürünlerimizin katma değerini artırıyor. Beyaz sert porselen değil finebone yapıyoruz. 2018 yılında ise dijital baskı tekniği ile ürünler yapmaya başladık. Biz ürünlerimize HORECA sektörü dâhil ömür boyu çıkmaz garantisi veriyoruz. Bu teknolojiyle beraber ihracat pazarındaki satışlarımız ve katma değerimiz arttı. İhracatımızın yüzde 40’dan 60 seviyelerine gelmesinin nedeni de budur. Normal şartlarda bonechina denen ürün içerisinde büyük hayvan kemik tozu olur. Dünyada belki hala bunu üreten İngiltere, Fransa gibi ülkelerde küçük atölyeler olabilir ama dünyada bunu bu şekilde üreten firma yok. Onun yerini alan bazı kimyasallar var. Bu sebeple biz ürünlerimize helal sertifikası verebiliyoruz. Dünyanın her yerine ihracat bu şekilde artıyor. Bizim 2020’nin başındaki hayallerimizle şimdiki gerçeklerimiz farklı. Biz porselen olarak ya da finebone olarak baktığımızda ürünleri ev grubu ve HORECA grubu olarak ayırıyoruz. Otellerin açıldığı nisan, mayıs ayları için şubat ayında en geç HORECA sektörü alım yapar. Pandemi mart ayına tekabül ettiğinde bizim elimizde çok büyük HORECA, otel grubu stoku vardı. Bizim beklentimiz o dönemde mart ayında otel grubu ürünlere talebin yoğun olmasıydı. Pandemi ilan edildi. Elimizde çok yüklü bir otel grubu ürün kaldı. İnsanlar eve kapandı, online satış arttı. Bu durumu kendi tarafımıza çevirmek için stratejiler oluşturduk. HORECA stokumuz için her gün ülkelere ne kadar mal sattığımızı kontrol ettik. Müşterilerle konuşup ihtiyaçlarını öğrendik. Biz otel grubundaki elimizde kalan HORECA ürünlerini, 2020 senesindeki fazlalığı bu şekilde azalttık.” dedi.

Talebin ağırlıklı olarak onlinedan geldiğine dikkat çeken Harika Güral, “Biz online için bir yatırım yapmıştık fakat bu kadar büyük bir online talebi olacağını düşünmemiştik. Online için yaptığımız yatırım sadece ürünle olmuyor. Online dediğimizde deponuzun daha büyük olması gerekiyor. Paketlemeniz daha farklı olmalı. Online ve offline müşterisi çok farklı. Online müşteri dokunmadan aldığı için daha küçük parça ürünler istiyor, daha sade ürünler istiyor. Sıkıldıkça daha değişik ürünler almak istiyor. Offline müşteri daha büyük çeyizlik alışveriş yapmak istiyor. Daha pahalı ürüne gidebiliyor.” diye konuştu.

Kadın istihdamına çok önem veriyoruz

Kadınların ekonomide var olmalarının oldukça önemli olduğunun da altını çizen Harika Güral, “Son üç senedir kadın istihdamına daha çok önem verdik. Beyaz yakada da mavi yakada da kadın oranı oldukça yüksek. Yeni yatırımlarımızla bu sayıyı daha da yükseltmeyi amaçlıyoruz.” dedi.

Ulusal ve uluslararası fuarlarda yerimizi aldık

Küreselleşme ve teknolojik gelişmeler sonucunda rekabetin arttığı günümüz koşullarında fuarların, şirketlerin pazarlama faaliyetleri açısından oldukça önemli bir noktada olduğunu söyleyen Harika Güral, “Ulusal ve uluslararası birçok fuara katılım gösterdik ve göstermeye devam edeceğiz. Fuarlar bizim için tüketici ile doğrudan iletişim kurmak için en etkili yollardan biri. Müşteri ile direkt görüşme imkanı sağlıyor ve onların istek ve ihtiyaçlarını anlayabiliyoruz. 2020 yılında ertelenen tüm fuarların hepsi 2021 yılının haziranında gerçekleşmeye başladı. İtalya’da katıldığımız Milano Host fuarında oldukça ilgi ile karşılandık. Yerli ve yabancı birçok ziyaretçinin katılım gösterdiği Zuchex Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı’nda en özel koleksiyonlarımızla yer aldık. Bu yılki temasını tüm dünyanın en önemli gündemi olan ‘sürdürülebilirlik’ olarak belirleyen Sirha İstanbul Fuarı’nda da çevre hassasiyetine önem verdiğimiz ürünlerimizle yer aldık. Son olarak her yıl gastronominin dünyaca ünlü isimlerini, Michelin yıldızlı şeflerini ve dünyanın en önemli “pastry chef”lerini Türkiye’de ağırlayan Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı’ndaydık. Dünyanın çeşitli ülkelerinde Türk mutfağını başarılı ile temsil eden, katılmış olduğu yerli ve yabancı yemek yarışmalarında 100 den fazla madalya, kupa ve ödül kazanan deneyimli şef Eyüp Kemal Sevinç’te bize Gastromasa’da eşlik etti” diyerek son dönemde Güral Porselen olarak katıldıkları fuarlardan bahsetti.

Sürdürülebilirlik çalışmalarını önemsiyoruz

Güral Porselen’in tüm dünyanın gündeminde önemli bir yerde olan sürdürülebilirlik konusunda da çalışmalarına hız kesmeden devam ettiğinin altını çizen Harika Güral, konu ile ilgili şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm açısından karşımızda yepyeni bir dünya var artık. İş dünyası liderleri olarak bu yeni dünyayı göz ardı etmeden yatırımlarımızı yapmalıyız ve yeni iş modelleri geliştirmeliyiz. Çevreye duyarlı bir marka yaratma hayalimizde her geçen gün biraz daha ilerliyoruz. Özellikle tabak üretiminin yapıldığı proseslerde hidrolik yağın soğutulması için kullandığımız sularda iyileştirme çalışmaları yapıyoruz ve suyun atık tesisine verilmeden tekrar sistem içinde kullanımını yüzde 25 iyileştiriyoruz. Makinalarımızda bulunan sulu soğutma sistemleri ve suyun devir daim yaptırılması ile kanallara suyun gitmesini engellemiş olduk ve büyük oranda su tasarrufu yaptık. Bu aslında küçük bir şey gibi görünüyor ama sanayiciler bilir. Sanayi üretiminde kullanılan suyun miktarı çok büyüktür. Yapılan tasarruf hem giderleri azaltacak hem de çevrenin korunmasına katkı sağlayacaktır. Arıtma tesisleri sayesinde arıtılmış suyun fabrika içerisinde değerlendirilmesini sağladık.”